El-Hamra Sarayı, İspanya'nın Endülüs bölgesinde yer alan ve İslami Arap mimarisinin önde gelen bir örneği olan tarihi bir yapıdır. "El-Hamra" Arapça'da "Kırmızı" anlamına gelir ve eril formdaki "ahmer" kelimesinin dişil yapıdaki hali olan "al-hamra"dan gelir.
İlk olarak MS 889 yılına tarihlenen Roma Dönemi surlarının üzerine küçük bir kale olarak inşa edilmeye başlandı. 13. yüzyıl ortalarına kadar önemli bir onarım görmeyen kale, Gırnata Emiri Muhammed Nasır döneminde bugünkü görünümüne kavuştu. 1333 yılında Gırnata Sultanı I. Yusuf, kaleyi bir hükümdarlık sarayına dönüştürdü. 1492'de bölge yeniden Hristiyan hakimiyetine geçtiğinde, saraya Rönesans mimarisinin etkilerinin görüldüğü eklemeler yapıldı.
El-Hamra'nın inşası sırasında, Endülüs İslam sanatının en yüksek ifadesi olarak kabul edilen detaylar özenle planlandı. Kavislerin bölünüşü, tek ve çift sütunların düzeni, kapı ve pencerelerin konumu gibi detaylar titizlikle incelendi. Bu dikkatli planlama, muhteşem perspektiflerin, güneş ışığının ve gölgelerin zarif bir şekilde bir araya geldiği avlular ve salonlar oluşturdu. Sarayın içerisinde yer alan kitabeler, Kur'an ayetleri ve Müslüman şairlerin mısralarını içerir ve duvarları süsler. Bu yazıların, süsleme motiflerinden ayrılması neredeyse imkansızdır.
El-Hamra, Edgar Pisani tarafından "İslam Medeniyeti'nin insanlığa ulaştırabileceği en yüksek noktalardan biri" olarak tanımlanmıştır. Sarayın zarafeti ve güzelliği, her detayında hissedilir ve ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunar.