Dicle Nehri'nin kıyısında, gökyüzünden 400 metre kadar yüksekte, tarihin derinliklerine uzanan bir şehir yatmaktadır. Rivayetlere göre, Cizre'nin köklü yerleşimleri, Nuh Tufanı öncesine kadar uzanır, bu da ona etkileyici bir tarih mirası kazandırır.
Cizre, tarih boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşıyan bir yerleşim bölgesi olmuştur. Bu büyülü şehir, tarihsel geçmişiyle adeta bir açık hava müzesini andırır. Cumhuriyet döneminin başlangıcından itibaren Mardin iline bağlı bir ilçe merkezi olarak varlık gösteren Cizre, 16 Mayıs 1990'da Şırnak'a bağlanarak kendi benzersiz kimliğini oluşturmuştur.
Cizre'nin kendine özgü atmosferi, etkileyici tarihî mirası ve doğal güzellikleri, ziyaretçileri büyüler. Şehir, 460 kilometrekarelik geniş bir alana yayılmıştır, bu da keşifler için geniş bir oyun alanı sunar. Dicle Nehri'nin büyüleyici manzarası ve şehrin kendine has dokusu, her anın özel ve unutulmaz olmasını sağlar.
Cizre, sadece tarihle değil, aynı zamanda kendine has kültürü, gelenekleri ve misafirperverliğiyle de ünlüdür. Bu şehir, ziyaretçilerine sadece tarihi bir yolculuk değil, aynı zamanda kendilerini evlerinde gibi hissedecekleri sıcak bir karşılama vaat eder. Cizre'nin büyüsü, zengin tarihini ve benzersiz atmosferini keşfetmek isteyen herkesi kendine çeker.