Kızıl Medrese ya da Kırmızı Medrese, Şırnak ilinin tarihi zenginliklerle dolu Cizre ilçesinin kalbinde, Dağkapı Mahallesi'nde gizemli bir hazine olarak yükselir. Şehrin batısındaki sur kalıntıları üzerinde konumlanmış olan bu tarihî yapı, kırmızı tuğlalardan örülü dört köşe kare biçimindeki mimarisiyle adını duyurur. Güneyindeki mescit ve türbe ile birlikte bir külliye olarak inşa edilen Kızıl Medrese, Cizre'nin simgelerinden biridir.
Tarihi zenginlikleri içinde barındıran Cizre, Kızıl Medrese ile özdeşleşmiştir. 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen onarımlar sayesinde harap halden kurtarılan bu mekân, mescit ve Kur’an kursu olarak tekrar kullanılmaya başlanmıştır.
Kızıl Medrese, halk arasında "Medresa Sor" adıyla anılmaktadır. Nuh Tufanı'ndan sonra inşa edildiğine inanılan bu tarihî alan, farklı dönemlere ait önemli yapıları içinde barındırır. Cizre Beyliği döneminde II. Han Şeref Bey tarafından 14. yüzyılda yaptırılan Kızıl Medrese, bir zamanlar Cizre'nin yöneticisi olan bu beyin adak olarak yaptırdığı külliyenin bir parçasıdır.
Kızıl Medrese, medrese, mescit ve türbe gibi farklı yapıları içeren bir külliye olarak tasarlanmıştır. Açık avlulu medrese tipinde olan yapı, dikdörtgen planlı ve iki eyvanlı bir yapıdır. Avlu, dört yanında revaklarla çevrili olup, güney kanadında mescit, baş müderris odaları ve türbe bulunmaktadır. Cizre'nin önemli alimlerinden Molla Ahmed-i Cezirî'nin bu medresede eğitim verdiği düşünülmektedir.
Kızıl Medrese'nin en dikkat çeken özelliklerinden biri, kırmızı tuğlalardan örülü olmasıdır. Bu özellik, yapıya benzersiz bir görünüm ve tarihi bir atmosfer kazandırır. Medrese içindeki detaylar arasında, özellikle mescidin güney duvarındaki kapıdan türbeye geçildiğinde karşımıza çıkan Molla Ahmed Cezîrî Türbesi gelir. Bu türbenin iki katlı oluşu, alt katın mezar odası, üst katın ise toplantı ve tartışma odası olarak kullanıldığına dair söylentilere konu olmuştur.
Kızıl Medrese, sadece bir tarihî yapıdan ibaret değil, aynı zamanda Cizre'nin kültürel ve dini mirasını yansıtan bir simgedir. Ziyaretçilere geçmişin izlerini sürme ve bu etkileyici mekânda tarihle iç içe olma fırsatı sunan bu tarihî yapı, Cizre'nin zengin geçmişine duyulan hayranlığı ve saygıyı ifade eder.