Eski Cami’nin inşaasına Süleyman Çelebi tarafından Osmanlı’nın Fetret Devri’nde 1403 yılında başlanıyor. I. Mehmed zamanında 1414’te camiinin inşaası tamamlanıyor. Caminin yan kapısı üzerindeki kitâbeye göre mimarı Konyalı Hacı Alâaddin, kalfası ise Ömer ibn-i İbrahim’dir. Caminin 9 kubbesi ve 2 minaresi bulunuyor. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir Osmanlı Camii gibi duruyor.
Ancak bu camiinin öyle sırdan bir camii olmadığını kapısına yaklaştığınızda anlıyorsunuz. Kapının sağ kısmında kalan duvarda hat sanatıyla “Allah” sol tarafında da “Muhammed” yazıları sizi karşılıyor.
İçeri girdiğinizde ise duvar ve sütunlardaki hat sanatı gerçekten gözlerinize bayram yaşatıyor. Mihrabın sağ tarafında bulunan ve Kabe’den getirildiği rivayet edilen taş da ayrı bir ziyaret noktası olarak bu camiide yer alıyor. Açıkçası bu camiiyi gezdikten sonra bu kadar meşhur olmamasını Selimiye Camii’nin hemen karşısında olmasına bağladım.