"Dünyayı gezmek istiyorum!"
Belki de imkânsızlığının mümkün olma olasılığından fazla olmasından dolayı çok dile getirmediğimiz ama kalbimizin en derin köşesinde hep olan ve kendimize saklı en değerli dileğimiz... İçinde bulunduğumuz sosyoekonomik durumlar bu imkânsızlıklara ortam sağlasa da bunun tam tersini düşünenlerdenim. Her yılbaşı yaklaştığında heyecanla beklenen "İkramiye size çıkarsa?" sorusuna yıllarca yalı alırım, araba alırım vs. gibi cevaplar verildiğini duyarak büyüdüm. Gezerim diyenimiz varsa da bunu yüksek sesle söyleyemedi.
Belki de imkânsızlığının mümkün olma olasılığından fazla olmasından dolayı çok dile getirmediğimiz ama kalbimizin en derin köşesinde hep olan ve kendimize saklı en değerli dileğimiz... İçinde bulunduğumuz sosyoekonomik durumlar bu imkânsızlıklara ortam sağlasa da bunun tam tersini düşünenlerdenim. Her yılbaşı yaklaştığında heyecanla beklenen "İkramiye size çıkarsa?" sorusuna yıllarca yalı alırım, araba alırım vs. gibi cevaplar verildiğini duyarak büyüdüm. Gezerim diyenimiz varsa da bunu yüksek sesle söyleyemedi.
Belki de onlar haklıydı... Merak etmek, gezmek, öğrenmek, deneyimlemek, bunun hayalini bile kurmak o kadar zordu ki bir nesil için... Ama şimdi bir şeyler değişti. X, Y, Z kuşağı imkân var yok demeden hayal kuruyor ve yüksek sesle paylaşıyor İSTİYORUM!! İstemekten de hayal etmekten de korkmuyor... Ne kadar güzel.
Ancak dünyayı gezmeden önce kendi ülkemizi ne kadar tanıyoruz, biliyoruz diye düşünmeden bu sefer de en yükseğinden başlıyor hayaller "Dünyayı gezmek istiyorum!"
Dünyamızın merkezi aslında kendi yaşadığımız ülke.
Önce ülkemizi sonra dünyayı göreceğiz ki farklılıkları fark et ya da sahip olduğun güzelliklere şükret...
Önce ülkemizi sonra dünyayı göreceğiz ki farklılıkları fark et ya da sahip olduğun güzelliklere şükret...
Doğal güzellikleri, dağları, nehirleri, tepeleri, medeniyetleri, yerel yaşamları ve kültürleri ile olağanüstü bir memlekette yaşıyoruz. Karadeniz'i, Ege'si, Akdeniz'i, medeniyetlerin doğduğu Anadolu'su ve Mezopotamya'sı ile önce ülkemizi keşfedeceğiz.
Önce ama en önce yakınımızı; Samsun'da Şahinkaya Kanyonu'nu, Rize de Kaçkar Dağları'nı, İstanbul'un Kuzey Sahilleri'ni, Göbeklitepe'yi, Kapadokya'yı, Nemrut'u, Efes'i göreceğiz.
Suluada'yı görünce Maldivleri, Kazıklıali Boğazı'nı görünce Büyük Kanyon'u, Elevit Yaylası'nı ve Pokut Yaylası'nı görünce İsviçre Alpleri'ni, Gaziantep'i gezince Üsküp'ü Makedonya'yı, Mardin'i görünce Dubrovnik'i hayal edebiliriz. Dünyayı gezmeye önce kendi dünyamızdan başlamaya davet ediyoruz herkesi...
Yazımın amacı hangi kuşaktan olursan ol, hangi doğrularla büyürsen büyü, hayal edelim, isteyelim, başlayalım, evden çıkmaya, gezmeye engel SiZSİNİZ yerine ENGELSİZSİNİZ mottosunu hayatımıza alalım.
Sosyoekonomik ortamı veya güvenli alan dediğimiz günlük rutinlerimizi ve alışkanlıklarımızı en azından senede 1 hafta düşünmeden, korkmadan yaşayabiliriz. Yıl içinde yapılacak ufak değişiklikler ve minik vazgeçişlerle çok büyük deneyimlere imkân yaratabiliriz. Bugün bu satırları okuyorsanız hemen şimdi başlayın! Korkmayın! İsteyin! Karar verin ve ilk adımı atın! En büyük yolculuklar ilk adımla başlar...